Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Ümmetimi, zalime karşı 'Sen zalimsin!' demekten korkar vaziyette gördüğünde şüphe yok ki onlar kendi hallerine bırakılmışlardır (yani onların varlığı ile yokluğu birdir.)
Sayfa 66
Size bir kavmin kerîmi (büyüğü), şereflisi gelince ona ikram ediniz..
Reklam
Hadis: Bir kadın dört şey için, yani ya mal için, ya şeref ve şanı için, ya güzelliği için veya diyâneti için nikâh olunur. Sen diyânet sahibesini ihtiyâr et, gözünü aç, sonra iki elin toprağa yapışır.
"İki, birden daha hayırlıdır. Üç, ikiden daha hayırlıdır. Dört ise üçten daha hayırlıdır. Artık siz cemaat halinde olunuz. Allah Teâlâ , ümmetimi ancak hidayet üzere toplamıştır."
Sayfa 51
... Ya Rabbi! Sana benden daha iyi binlerce kul bulunur. Fakat bana Senin gibi Rahîm ve Kerîm bir Mevlâ, bir Muîn ve Nasîr bulunamaz. Ya ilâhi! Artık bizler Senin zât-ı ulûhiyetini nasıl unutabiliriz? Senin menba-ı merâhim olan dergâh-ı azâmetinden başka kimin kapısına iltica edebiliriz! Ya Rabbi! Biz âciz kullarının kusurlarına bakma, bizim tevbelerimizi lütfen kabul buyur, bizim günahlarımızı daima hurûşân olan bîpayân rahmet ve mağfiret deryasına gark eyle, bizleri daima uyanık ruha, selim fikre, takvâ ile parlayan kalbe mâlik olan ebrar zümresine ilhak buyur. Amin. Birahmetike ya erhame’r-rahimîn velhamdü leke ya rabbe’l-âlemin!.
...Bir şahıs farzediniz ki, sizi sevdiğinizi söylüyor, size karşı hürmetkâr olduğunu iddia ediyor. Fakat sizin hiçbir sözünüzü tutmuyor, sizin hiçbir dileğinize riâyet etmiyor. Artık onun muhabbetine ve hürmetine itimat edebilir misiniz? O halde Allah Teâlâ’nın ve O’nun muhterem Peygamberinin emirlerine, nehiylerine, tavsiyelerine imtisal etmiyen bir şahsın Hak Teâlâ’ya ve Resûl-i Ekrem’ine muhabbet ve taat iddiasında bulunmasına nasıl kıymet verilebilir? Binâenaleyh hakîkî sûrette olan muhabbet ve taat, emir ve nehye seve seve riâyet etmekle tecellî eder.
Reklam
... İnsan, bedenen hasta olunca hemen doktorlara koşuyor, tedaviye lüzum görüyor. Ya insan rûhen hasta olduğu halde mânevî bir tabibe müracaat etmesi icab etmez mi? Aceba mânevî marazlar, maddî marazlardan daha ehemmiyetsiz midir? Nihayet dünya hayatını izale edecek bir hastalık, aceba mânevî hayatı ifnâ edecek olan ahlâkî, rûhî bir marazdan daha tehlikeli midir? Elbette değildir. Binâenaleyh insan rûhî, mânevî bir emrâzın birer tabibi olan fuzalâ-yı ümmete, ulemâ-yı İslâmiyeye müracaat etmelidir. Onları numûne-i imtisâl bilmelidir, onların öğütlerini, tavsiyelerini tutmalıdır, insan bu sayede rûhen şifa bulur, rûhen, ahlâken yükselir.
Hadis: Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü onlar size âhireti hatırlatır. İzah: İnsan kabirleri ziyaret edip ibret almalıdır. Vaktiyle berhayat olan birçok kimselerin bilâhare topraklar içinde kalmış olduğunu görmelidir, artık gafilâne yaşamamalıdır. Âhiret âlemini düşünmelidir. Beş günlük dünya hayatı için birtakım menhiyat-ı irtikâb etmemelidir, hakiki istikbâli düşünerek gaflet içinde yaşamaktan kurtulmalıdır...
Validemsiz bulunduğum yerler Ne kadar bir feci manzaradır Kasr-ı cennet (cennet sarayı) de olsa bîmâder (anasız) Pişikâhımda (huzurumda) aynı (tıpkı) makberdir Olmaz bence hiçbir mesken Daha kıymetli nezd-i mâderden (ananın yanından) Rahmetullahi aleyhâ
Bir devrede geldik ki 'azîzân unutulmuş Tutmuş yerini hurd ü büzürgân unutulmuş | Nabi
Reklam
Türa bende ezmen bih üfted hezar Mera çün tü nevbed hüdâvendigâr.
... İkame-i salât: Bu, halikimize, mabud-u kadîmimize karşı yapılan en kudsi bir ibadettir. Namazlara devam, dünya hayatı ile âhiret hayatı arasında bir muvazene vücuda getirir. Âhiret hayatını unutmamaya vesile olur, ruhu gafletten kurtarır, insanı fahşâdan ve münkerden meneder. İnsanı muntazam vazifeye alıştırır, tahareti temin ve hayatın intizamını takviye eder.
Hadis: Sizin en hayırlınız, ehline, ıyâline en hayırlı olanınıdır. İzah: İnsan en evvel kendi ailesine, kendi evlât ve ahfadına, kendi akraba ve taallükatına güzelce bakmalıdır, onların haklarında hayırlı olmağa çalışmalıdır. Onların hakkında hayırlı olmayan bir kimse başkaları hakkında da tam manasiyle hayırlı olamaz...
Hadis: Ümmetimin hayırlıları, onların cahilleri arasında belâ ve mücahede içinde bulunurlar. İzah: Malûmdur ki, her hangi bir cemiyet efradı arasında muhtelif tıynette, kabiliyette insanlar bulunur. Bunların düşünceleri, maksatları arasında büyük büyük farklar vardır. Bu cihetle aralarında vakit vakit dilsûz haileler zuhûra gelir, bihakkın fazilet ve kemal sahipleri ise bu haileler arasında acınacak bir halde yaşayıp dururlar. Bununla beraber yine o cemiyetin selâmet ve saâdetine hizmet etmeyi bir vecibe bilirler, ilim ve irfandan mahrum kimseler ise ilm ü fazilet erbabına karşı hasmâne bir vaziyet alırlar. Onların aleyhinde bulunmayı bir hüner sanırlar. Onların en güzel âmme hakkında en nâfi hareketlerini bile haset sâikasıyla geçemezler. Bu gibi kimseler biraz bilgi sahibi olsalar da ahlâk bakımından yine cahil sayılırlar ve bütün cahil olanlardan daha ziyâde tayibe lâyık bulunurlar. Bu gibi hallerine acınacak gafil, garezkâr kimselerin bu hallerini vaktiyle yazmış olduğum şu manzume biraz tasvir etmektedir.
Hadis: Ruha zevk-u sefa veren şeyleri alınız, keder veren şeyleri de terkediniz. İzah: İnsan, mesut bir hayata nâil olabilmesi için kalbe, mânevî zevk ve safâ veren dinî, ahlâkî vazifeleri güzelce yapmaya çalışmalıdır. Hayatı kasvetlere, felaketlere giriftâr edecek gayr-i meşrû hareketlerden de son derece kaçınmalıdır. Başka sûretle saâdet-i hayatile tecellî edemez.
474 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.